Bu benim dünyam değildi!

:)

9 Mart 2009 Pazartesi

Uyku...


Hayatımda tattığım en tatlı şeylerden biri de uyku olsa gerek. Cuma günlerini iple çekiyor ve ertesi günü nasıl olsa geç kalkabilirim diye cuma akşamının tadını çıkardıkça çıkarıyorum. Tabi cumartesi de 11den önce kalktığım söylenemez. Hal böyle olunca, uykuya bağlanıyor insan. Bazen onu en yakın arkadaşlarına, grup organizasyonlarına, mis gibi bir pazar kahvaltısına bile değişmiyor. Burada hangisi daha doğrudur tartışılır, ama şu da bir gerçek ki hayatımızdan önemli ölçüde zaman çalıyor.
Dün gece yurt dışı için (bu yurt dışı konusuna da daha sonraki yazılarımda değineceğim) hazırlamam gereken belgeleri hazırladım. Ama o kadar çok şey varmış ki, sabaha karşı 5.30'da anca bitirebildim. Hemen yattım (hemen ama, yastığa bi sarılışım vardı içiniz acırdı). 9da da kalkmak zorunda kaldım. Hala 3 buçuk saatlik uykuyla duruyorum. Akşam eve dönerken otobüste hissettim uykusuzluğumu, onun dışında gayet iyiyim. Aikidoma da gittim. Daha da dururum yani. Hem gerçekten insanların gelecekte uyumamaları için bazı formüller geliştirileceğine inanıyorum. Düşünsenize, önünüzde 24 saat var ve bu 24 saatin hepsini doya doya yaşayacaksınız. Uyuduğum zamanlarda kaybettiğim vakit kadar kaybetmedim hayatımda... Devlet bürolarındaki kuyruklarda bile!
Sözün özü, artık daha farklı bir hayat düzeni edinmek istiyorum. Şöyle günde sadece 4 -5 saat uyuyarak hayatımı idame ettirebilsem süper olur. Acaba başlasam alışır mı bünye? Alışsa çalışır mı, vaktini iyi değerlendirir mi yoksa boş işler yapmaya devam mı eder? Deneyelim, görelim.

8 Mart 2009 Pazar

Artık Yeter!


Herkesin bir patlama noktası vardır. Üzerinize son günlerde kitleler halinde gelen bunaltılardan çıldırabilir, sıyırabilir, saçlarınızı yolabilir hatta kafanızı oturup bir hamlede yiyebilirsiniz. Önemli olan soğukkanlılığı korumaktır, vesselam. Ben de öyle yaptım. Soğukkanlılıkla, üzerime üzerime gelen blog dalgalarını aşıp artık ben de bir blog açmaya karar verdim. Herkes blog açıyor yahu! Türkçe bilen bilmeyen, yazan yazamayan... Artık yeter, zamanı gelmişti... Sonunda sizi kırmızı halılarla bloğum "ilgisayar"da karşılayacağım. Ne demiş atalarımız, ilgi gösteren ilgi görür...Hadi bakalım.