Bu benim dünyam değildi!

:)

31 Ağustos 2011 Çarşamba

Wake The Royalty

"Designing and Programming of Computer Games" adlı dersimizin ilk lab konusu aşağıdaki gibidir :) 20 bölümü de tamamlayarak, oyunun mantığı, fiziksel yapısı ve tasarımıyla ilgili hafif bir inceleme yapılması gerekiyor. Gelin görün ki oyun o kadar sevimli ki, burada paylaşmadan edemedim... Bugünlük böyle olsun.

25 Ağustos itibariyle Erasmus maceramı İsveç'te başlatmış bulunmaktayım. Bu saatten sonra yapılır şey miymiş, evet ama İsveç'te değil!!!! Neden? Çünkü İsveç'in yabancı öğrencilere karşı tutumunu hiç mi hiç sevmedim. Ne kalacak yer ayarlıyorlar, ne bir şey... Erasmus koordinatörleri bakımından notum SIFIR (0). Bu yüzden arada İsveç'i de kaynatıp toptan nefret ettim ona ait her şeyden. Ama üniversite iyi, dersler güzel, hocalar süper (neyse ki). Bu kadar sıkıntıya değecek inşallah diye ümit etmekteyim...

Umarım bir an önce biter de, ülkeme, sevdiğime ve sevdiklerime kavuşurum (bakalım Merve 1-2 ay sonra da aynı şeyi söyleyecek miydi??) Hepinizi sevgiyle ve hasretle kucaklıyorum...

28 Ağustos 2011 Pazar

Anestetik Rüyalar

Stresli mi? Evet gerçekten stresli ve zor bir süreçmiş ameliyat...

Bir gece önceden ayırttığımız odamıza gittik. Gece zor bir geceydi, zira ertesi sabah ameliyata alınacaktım; fakat yine de hasta yatağı ve yastığı o kadar rahattı ki, uyuduğum uykunun kaliteli olduğunu söyleyebilirim. Sonra sabah oldu, birkaç saatlik rötarın ardından hasta-bakıcı eşliğinde (ve beynimde uçuşan tören müzikleri) asansörden bodrum kattaki "mezbaha" kıvamındaki ameliyathaneye indim.

Gerginlik artıyor gibi görünebilir; ama asıl komedi tam da o andan sonra başladı. Ameliyathane kapısının önünde önlüklü boneli ameliyat sırasını bekleyen hasta kuyruğu, kurban bayramında kesime gitmek için sıra bekleyen koyunlar gibi mazlum ve komikti :) Ara sıra açılan ameliyathane kapısının arkasından başka bir hasta-bakıcı tekerlekli sandalye ile çıkıyor, her seferinde bir kişiyi kapının ardındaki bilinmez aleme götürüyordu. Evet, işte ağzından "Merve Gençer" ad ve soyadı döküldü, yerimden kalktım, diğer koyunlar gibi mazlum ve endişeli sandalyeye oturdum ve kapının ardındaki ekstra komik dünyaya doğru yol almaya başladım...

Ekstra komik diyorum, çünkü hiç de zannettiğiniz kadar gergin bir atmosfer yok aşağıda. Tüm ameliyathanelerin kapıları açıktı ve her birinde ayrı ameliyat vardı... Zavallı hastalar, bir kedi kadar masum ve zararsız yatıyorlardı (az sonra ben de onlardan biri olacaktım). Hele hele benim ameliyat olacağım ameliyathaneye geldiğimizde içeride beni Rihanna karşıladı. Evet evet, ciddiyim, şaka yapmıyorum. Bangır bangır Rihanna çalıyordu!!! Beni yatağa yatırdılar, anestezi uzmanları başımda belirdi. Bir yandan kopuyoruz bir yandan da ortam hazırlanıyordu... Hele hele daha kanıma zerre ilaç bulaşmamışken narkozu bastılar zannedip psikolojik anestezi durumuna geçmeye çalışmam kendi çapımda aşırı komikti :) Neyse ki anestezi uzmanı "yok rahat ol daha vermedim" dedi de, bir "Anestezi" filmi senaryosuna konu olmaktan kurtuldum...

Son hatırladığım, anestezi uzmanının "İyi uykulaaarrr..." diyip latifeli bir şekilde beni arafa yollamasıydı... Bir anda tansiyonumun düştüğünü, vücut fonksiyonlarımın aşırı yavaşladığını ve karanlığa doğru çekildiğimi hissettim... Gözlerimi açtığımda Melike Teyze'm yanıbaşımdaydı, ağzım ve burnumda maske vardı ve kötü bir baş ağrısı tarafından kemiriliyordum. Sedyeyle odamın olduğu kata çıkarıldığımda ise asansörden çıkar çıkmaz canımın içi beni bekliyordu...

Anestetik rüyalar renkli ve anlatmaya değerdi kesinlikle; ancak sonraki süreç için aynısını söyleyemeyeceğim... Yaz sıcağında haftalarca eve hapsolmam, günlerce kafamı yastıktan kaldıramamam, getirdiği psikolojik yıprantılar ve en kötüsü hala geçmemiş olan hissizlikle şişlik olayın ciddiyetini fark etmem için yetiyor da artıyordu bile... Neymiş efendim, lenf bezlerinin neden şiştiğiyle ilgili tanı koyamamışız, ameliyat edelim çıkaralım onu oradan, sonucu patalojiye yollar hemen cevabı alırız... Aldık cevabı aldık, temizmiş çok şükür de, bana bu komplikasyonlardan da hiç bahsetmediniz ki kardeşim... Hissizlik olacak, şişlik olacak, şöyle şöyle geçmeyecek, böyle böyle yapamayacaksın... Ninç...

Çok küçük bir ameliyattı geçirdiğim, saatlerce süren büyük ameliyatlar var onların yanında bir hiçti belki de. Yine de dostlar açık yüreklilikle şunu söyleyebilirim: Ameliyat olmak her ne boyutta olursa olsun çok zor bir süreç... Allah sağlığınızı bozmasın...

Aha da ameliyathanede çalan şarkı. Hayatta aklımdan çıkmıyor =) Rihanna - S&M