Evet okuyucu... Yine baş başayız. Emin ol bu sayfada sen ve benden başka kimse yoktur. Hatta bazen ben de yokumdur, yalnızca sen varsındır... Sol paneldeki kırmızı bıdıyı görüyor musun? Heh, işte o sensin. Seni bulduk. Şimdi sıra beni bulmaya geldi. Soruyorum o halde, beni tanıyor musun? Hayır hayır, adımı biliyor olman yetmez. Arasan mesela, el yordamıyla, bulabilir misin nerede olduğumu? Öte yandan, kimimdir, neyin nesiyimdir, yazılarımı okursun da, neden böyle yazdı der misin hiç? Burada yazılanları okurken kendi alemine mi dalarsın, yoksa beni mi anlamaya çalışırsın? Saçma değil bu sorular, önemli sorular...
Yaz okuyucu... Derdini anlatmak için sen de yaz. Bak, yukarıda ne diyor: super girls don't cry... O yüzden, ağlamayı kes ve sen de yaz. Böylesi daha doğru.
Sırası gelmişken, blog adında yaptığım değişikliğin nedenini anlatayım :) Efendim, ilgisayar iyiydi, hoştu ama ilk seferde öyle bir isim takmamın sebebi belki biraz mesleki yazılara yer veririm düşüncesiydi, amma ve lakin hiç de öyle olmadı, tamamen kişisel yazılarla dolu kişisel bir blog oldu, e hal böyleyken ilgisayar ismi absürt duruyordu... Düşünmedim fazla yeni isim hakkında, aklıma ilk gelen ismi denedim ve geçer not verdi sağolsun blogspot :) Böylece blogum yeni ismiyle karşınızda :) Boş bir vaktimde dizaynı da biraz değiştirmek istiyorum. Ama içimden bir ses ona daha çok var diyor :)
Yaa... İşte böyle... Yazmak güzeldir... Gitmek çok daha güzeldir... Gitmek mutlu eder abicim evet. Herkese de tavsiyem, gidebildiğiniz en uzak yer neresiyse oraya kadar gidin. Hiç de "aman efendim insanın gitmesi önemli değil yanında kendini götürdükten sonro bür şöy döğüşmöyöö ebühüdü ehlele hebele höbele bla bla blaaa" derseniz size diyebileceğim en kısa sözcük, affınıza sığınaraktan: "nah". Gitmek güzeldir ve insanı güzelleştirir. Tüm problemleri de arkada bıraktırır. O halde, hadi, gidiyoruz gençler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder