
Az önce söz konusu yazarın yeni kitabını bitirdim: Kazanan Yalnızdır. Çoğu romanının olduğu gibi bu roman da adını kitabın son sahnelerinden alıyor. Bu kez Coelho bizi Fransa'ya, Cannes Film festivaline ve oradaki ultra-lüks hayatlar yaşayan ya da yaşamak için can atan insanların dünyasına götürüyor. Hırs, para, bulunduğu konumu koruyabilmek için hayatlarını maddi şeylere kiralatan insanların yaşantıları gözler önüne seriliyor. Arap moda devi Hamid, başrol peşindeki Gabriela, manken olmak isteyen Jasmine, Rus telekominikasyon devi İgor, hayatının vakasını çözmeye çalışan dedektif Savoy ve enteresan bir şekilde kesişen yollar... Eski karısını geri döndürebilmek uğruna "dünyaları yok eden" psikopat katilin hayatı ve nedenleri... "Süpersınıf" hakkında bilmediğimiz acı gerçekler, kariyerlerini korumak pahasına düştükleri zavallı durumlar ve aslında hiç birinin gerçekten mutlu olmadığı, yüreklerinin sesine kulak vermeden sürekli daha iyi bir izlenim için çalıştıkları ve hayatlarını mahvedişleri başarılı bir dille anlatılmış. Zaten Paulo Coelho'nun dili bellidir. Romanları sanki hep birbirinin devamı gibidir, size aynı ilginç havayı yaşatır.
Kitabın son sayfalarında rastladığım ilginç saptamaya değinip, daha fazla spoiler vermeden bitirmek istiyorum :) Okumanız tavsiye edilir, güzel kitap.
"...Çocukluğumuzda, sonradan Protestan bir rahibin söylediğini öğrendiğim bir sözü ezberletmişlerdi. Şöyle bir şey demişti: 'Deniz bir tek kum taneciği yutmayagörsün, bütün bir Avrupa küçülür. Kuşkusuz, farkına bile varmayız. Belki yalnızca bir kum taneciğidir yok olan, ama o anda koca kıta ufalır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder